
15 Ocak 2011 Cumartesi
Aşk Pembe!

4 Kasım 2010 Perşembe
İmza Günüm :)

İmza Günüm: Bu Cumartesi 11.00-14.00 arası @Tüyap,2. salon 106D numarada..
16 Eylül 2010 Perşembe
Dora Maar
Çekirdek Sanat Yorumlar Sergisi 5 | ||||||
Çekirdek Sanat Atölyesi geleneksel sergileri kapsamında düzenlemiş olduğu Leonardo Da Vinci`nin baş yapıtlarından Mona Lisaile başlayan ve Nuri İyem`in bir kadın portresi ile süren ve daha sonra Modernist dönemin tipik sanatçısı Van Gogh`un otoportreleri ile devam eden "Yorumlar Sergisi" Picasso’nun “Dora Maar” portreleri ile devam ediyor. Dora Maar 1936 yılı başında Paris’te sürrealistlerin uğrak mekanı Les Deux Magots kahvesinde ellerini kanatıyordu tahta masanın altında. Bir İspanyol, bu kadını fark etti ve kadına yaklaşıp eldivenlerini istedi. O eldivenler yıllarca o İspanyol’un vitrinini, Maar’da Picasso’nun hayatını süsledi. Dora, Guernica’nın, Ağlayan Kadınlar dizisinin ve sayısız birçok başyapıtının esin kaynağı oldu. 1 – Bu yıl 5. düzenlenecek Yorumlar Sergisi Ressamlar Derneği Sanat Evi’nde gerçekleşecektir. Son başvuru : Okura Not: Mailıma geldi paylaştım,ben Sabancı getirdiği zaman gezmiştim Picasso sergisini.. Azıcık anlatasım geldi size..:D Mavi dönem
|
15 Eylül 2010 Çarşamba
23 Ağustos 2010 Pazartesi
İç İçe

İç içe seviyorum her şeyi
İç içe..Kalbim gibi
Kalbinin içinde olmalıyım
Beni içinde taşımalısın
Gittiğin her yerde ben olabilirim böylece
Ayna da bile görebilirsin beni
Kaydedersen gözlerinin içine yüzümü..
İç içe olalım iç içe
Yaz gibi, bayram gibi
Kutlamaya değer olmalı aramızdaki
İçini dök içime
Utanmasın ruhun ruhumdan
Dünyanın içinde bir ülke
Ülkenin içinde bir şehir
Şehrin içinde bir semt gibi
Öyle tanıdık
Öyle bizden
Şöyle olmalıyız ki biz
Böyle durmalıyız ki yan yana
Görenler deyivermeli içten içe
Ne güzel olmuşlar
Ne hoş durmuşlar
İç içe..
18 Mayıs 2010
By Nazlı Aşkın
22 Ağustos 2010 Pazar
Sevgi Anlaşmak Değil(mi)dir?
Sevgi anlaşmak değildir,nedensiz de sevilir.
Bazen küçük bir an için ömür bile verilir..
Böyle diyor şarkıda..
Öyle mi gerçekten?Bence hiç de değil..Bence sevgi tamamen anlaşmakla ilgili bir şey..Neden yakın arkadaşlarmız yakın mertebesine yükselir?Çünkü iyi anlaşırız.Yormazlar bizi yordukları kısmını saymayız.Severiz onları.Anlaşır ve severiz.
Neden ayrılanlar,boşnanlar "anlaşamadık,olmadı." diye açıklarlar durumu?
Sevgi tamamen anlaşmakla ilgilidir.Anlaşamadığın,konuşamadığın adamla koklaşamazsın!
Bi halt olamazsın anlaşamıyorsan!
İşin handikapı* şudur,bu devirde kimse kimseyi anlamak,kimse kimseye kendini anlatmak istemiyor.Bu devir 80'ler kuşağıdır.Artık her şey hızlı tüketim malıdır.El işi göz nuru kalp aşk romantik tavırlar boştur.Yazık ki bu kavramların içi boşalmıştır.Boşaltılmıştır.Apolitik bir kuşaktır.TV'da darbe dönemlerini savaşları anlatan filmleri dizileri vay bee diye izler ama bundan bi 20 yıl sonra bugünün nasıl film edileceğini göremez.Tepki vermez.Amerikan gençliğine özenir,ilişkileri,yedikleri,kıyafetleri Amerikanlaşır ama beyni Türk kalır.Sonra erkeklik gururu,kadınlık onuru fırlar egosunun bir yerinden kaldıramaz durumu,ya uzar ya da yıkar-yakar ortalığı..
Hikayelerime sahneler eklemeye bayılıyorum.Sanki bir öykü anlatıcısıymışımda sadece anlatmak yazmak için yaşıyormuşum gibi geliyor bazen. Neden erkeklerin kafasını ot çekmiş hale getiriyorum inan okur bende bilmiyorum.
Ama Nil'in şarkılarında dediği gibiyim. "Değişicem der değişmezdim hep aynı bendim. Nasıl bana bakıp şaştınız,şaka mı yaptınız?"diyesim geliyor suratlarına..
İlişkiler biterken ateşler sönerken fark ettiğim tek şey şu ki;
Ben ilk günden beri hep ama hep (iyisiyle kötüsüyle)aynı kadın olmuşum.Hiç oynanamamışım.Ağzımdan çıkana hiç bakmamışım lap lap söylemişim lafları,pat küt atmış kalbim,gerektiğinde topuklamış gitmişim o adamdan o durumdan çekip çıkarmak içi kendimi.Ama gel gör ki bu erkek cinsi bir garip kardeşim.Kadınlara zorsun karmaşıksın boksun püsürsün bak regl oldun alıngansın.Hamile kaldın pek duygusalsın diye bok atmayı biliyorlar ama ben şuraya yazıyorum ki!Erkekler de regl oluyorlar!!
Gerçekten..Ben ilişkimin başından sonuna aynı kalırken adamın başta ki tahammül sınırı ile sondaki birbirini hiç tutmuyor yahu!!Neden!?Madem sabırsızdın,madem bana kıl oluyordun,o zaman baştan deseydin yorulmasaydık hiç!Bak kim değişti sen değiştin.
Ben değişmiyorum ama adamları delirtiyorum :D bunu anladım.Ayar bozucu bir kızım ben.Bana ayak uydurucam diye kafayı kıran zavallı çocuklar sonra fabrika ayarlarına geri dönmek adına yaşanmış her şeyi sıfırladılar.
Bu konuda bir şiirim bile var :D
Şairim,derim ki;
ERKEKLER
Erkekleri severim ben
Ne frijitim ne feminist
Sonuna kadar kadın
Geldi gider içimde
Erkekleri severim
Severim
Onlar izin verse
*Handicap:Özür demektir İngilizce’de.Özürlüler için "handicapped" denir. Ne ironik değil mi?İşin özrü,işin içinden çıkılmaz yanı derken "handikap" kelimesini kullanmamız..
Not:Bu aralar kelimelere takığım..